Parallel Uploader

🔴 **Sadece meâl okumak ile Kur'ân'ı Kerîm'in bir çok âyetinin anlaşılması mümkün değildir. 
Mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir.**

**İbn Abbâs (radıyallahu anh)  dedi ki;** **"Kur'ân'ın tefsiri dört yöndedir:**

**1-) Arapların kendi dilleri ile bildiği tefsîr.**

**2-) Bilmemenin mâzeret olmadığı ve herkesin bilmesi gereken tefsîr.**

**3-) Âlimlerin bildiği tefsîr.**

**4-) Yalnızca Allah'ın bildiği tefsîrdir. Kim bu tefsiri bildiğini iddia ederse, o yalancıdır."**

***(Mecmû'u'l-Fetâvâ, 5/37)***

hide

Onlar Düşmandır, Onlardan Sakın! | Münâfikûn Sûresi

İlliyyûn TV

Üstünüzde Yedi Yol Yarattık | Mü'minûn Sûresi 17-22

Yarışanlar Bunun İçin Yarışsınlar | Mutaffifîn Sûresi

Âyet-el Kürsi | Bakara Sûresi 255

Sen Mevlâmızsın | Amene'r-Rasûlu | Bakara Sûresi 285-286

***Meal oku:*** https://illiyyuntv.com/meal-oku/nebe-78

🔴 **Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerîm'in bir çok âyetinin anlaşılması mümkün değildir. 
Mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir.**

**İbn Abbâs (radıyallahu anh)  dedi ki;** **"Kur'ân'ın tefsiri dört yöndedir:**

**1-) Arapların kendi dilleri ile bildiği tefsîr.**

**2-) Bilmemenin mâzeret olmadığı ve herkesin bilmesi gereken tefsîr.**

**3-) Âlimlerin bildiği tefsîr.**

**4-) Yalnızca Allah'ın bildiği tefsîrdir. Kim bu tefsiri bildiğini iddia ederse, o yalancıdır."**

***(Mecmû'u'l-Fetâvâ, 5/37)***

Herşeyi Yazıp Saymışızdır | Nebe Sûresi

Ona İki Yol Gösterdik | Beled Sûresi

***Meal oku:*** https://illiyyuntv.com/meal-oku/ala-87

🔴 **Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerîm'in bir çok âyetinin anlaşılması mümkün değildir. 
Mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir.**

**İbn Abbâs (radıyallahu anh)  dedi ki;** **"Kur'ân'ın tefsiri dört yöndedir:**

**1-) Arapların kendi dilleri ile bildiği tefsîr.**

**2-) Bilmemenin mâzeret olmadığı ve herkesin bilmesi gereken tefsîr.**

**3-) Âlimlerin bildiği tefsîr.**

**4-) Yalnızca Allah'ın bildiği tefsîrdir. Kim bu tefsiri bildiğini iddia ederse, o yalancıdır."**

***(Mecmû'u'l-Fetâvâ, 5/37)***

Korkan Kimse Öğüt Alacaktır | A'lâ Sûresi

Ebu Saîd el-Hudrî (radiyallahu anh) anlatıyor:

Resulullah’ın (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurduğunu duydum:

“Sizden kim, bir kötülük görürse onu eliyle değiştirsin. Eliyle değiştirmeye gücü yetmezse, diliyle değiştirsin. Buna da gücü yetmezse kalbiyle değiştirsin. Sonuncusu, imanın en zayıf hâlidir.”

(Müslim)

İbn Abbas’ın (radıyallahu anh) rivâyet ettiğine göre, Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Yüce Allah ümmetimden benim için, hata, unutma ve zorlanarak yaptırılan bir işten dolayı
meydana gelecek günâhları kaldırmıştır.” ( İbn Mâce, el-Beyhâki ve İbn Hibban, Sahih)

Rasûlullah ﷺ şöyle buyurmuştur: ‘‘Şüphe yok ki ben, güzel ahlâkı tamamlamak üzere gönderildim.” (Muvatta, Husnu’l-Hulk, 8)

***Amr b. Abese anlatıyor: "Ey Allah'ın Rasulü! Yüce Allah'ın sana öğrettiği şeylerden bana da öğret" dediğimde, Allah Rasulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: ''Sabah namazının farzını kıldıktan sonra güneş doğup yükselene kadar nafile namaz kılma. güneş, doğduğu zaman şeytanın iki boynuzu arasında doğar. Kafirler güneşin bu şekilde doğuşunda ibadet ederler. Güneş iyice yükselip bir şeyin gölgesi bir veya iki mızrak boyu kadar olduktan sonra mızrağın gölgesi kendi dibine düşene (güneş tepe noktasına gelene) kadar namaz kılabilirsin. Bu zamanda kılınan namazlarda melekler de hazır bulunur. Mızrağın gölgesi kendi dibine düştüğü zaman namazı bırak. Zira bu zamanda cehennem coşar. Güneş tepe noktasını aştıktan sonra ikindi namazına kadar namaz kılabilirsin. Bu zamanda kılınan namazlarda melekler de hazır bulunur. İkindi namazını kıldıktan sonra da güneş batana kadar namaz kılma. Zira güneş şeytanın boynuzları arasında batar. Kafirler güneşin bu şekilde batışında ibadet ederler.''***

***Sahihtir - Diğer tahric: Müslim, salatu'l-müsafirin 1/566 (826) ve İbn Hibban (s. 163, no: 618) rivayet ettiler.***

***Mâlik hadisi benzer şekilde nakletti. Bunun üzerine İshâk şöyle dedi: “Kişi “İnsanlar helâk oldu” dediği zaman, insanların en çok helâk olanı odur” sözü hakkında Mâlik'e “Bunun anlamı nedir?” diye sordum. Mâlik şöyle cevap verdi: “Bu, kişinin, insanları hakir görmesi ve
kendisinin onların en hayırlısı olduğunu zannederek bu sözü söylemesidir.
“Onların en çok helâk olanıdır? sözü, “Onların en kötüsü odur? anlamındadır.
Ancak kişinin hayır ehli kimselerin ölümü ile ortaya çıktığını gördüğü eksiklikten dolayı üzülüp bu sözü söylemesine gelince; ben bunda bir sakınca bulunmadığını düşünüyorum.”***

***İmam Beyhakî, el-Âdâb***

***Sa’d bin Abdulaziz, Rabia bin Yezid, Ebu İdris Havlanî ve Ebu Zer Cundüb bin Cunâde’den rivâyet olunduğuna göre, Rasulullah’ın (sallallahu aleyhi ve sellem) Rabbinden (celle celaluhu) naklettiği 
bir Kudsî hadiste: Allah-u Teâ’ala buyuruyor ki:***

**“Ey kullarım! Ben zulmü kendime haram kıldım. Sizin aranızda da onu haram kıldım. Öyleyse birbirinize zulmetmeyin. Kullarım! Benim hidayet ettiklerimden başka hepiniz sapıklığa düşmeye mahkûmsunuz. 
Hidayet isteyin, sizi doğru yola ileteyim. Kullarım! Benim doyurduklarımdan başka hepiniz aç kalmaya mahkûmsunuz. Benden rızık isteyin, size rızık vereyim. Kullarım! Ben giydirdiklerimden başka hepiniz çıplak kalmaya mahkûmsunuz. 
Benden giyecek isteyin, sizi giydireyim.**

***Ey kullarım! Siz, gece gündüz hata işliyorsunuz. Ben ise bütün günahları bağışlarım. Benden mağfiret dileyin, sizi bağışlayayım.***

**Kullarım! Siz bana zarar veremezsiniz ki, zarar veresiniz. Fayda veremezsiniz ki faydanız dokunsun.**

***Ey kullarım! Siz insanıyla ciniyle birincinizden en sonuncunuza varıncaya kadar hepiniz, en muttaki bir kişinin kalbi üzere olsanız, bu benim mülkümde hiçbir şey
artırmaz. Yine ilkinizden en sonuncunuza, insanınız cininiz (hepiniz), en facir bir kimsenin kalbi üzere olsanız, (hepiniz küfre, fısk-u fücura sapsanız) bu da benim mülkümden bir şey eksiltmez.***

**Ey kullarım! Önce ve sonra geleniyle bütün insan ve cinler bir meydanda toplanıp benden isteseler, ben onların her birine tüm istediklerini versem, benim hazinemden bir şey eksilmiş olmaz.
Bu, denize batırılan bir iğnenin deniz suyundan su eksiltmesi gibidir. Kullarım! Ben sizin bütün amellerinizi sayıyor ve tespit ediyorum. Sonra da karşılığını (eksiksiz olarak) vereceğim. 
Yaptığının karşılığı olarak hayra ve sevaba kavuşan Allah’a (celle celaluhu) hamdetsin. Başka şeyler bulan da sadece kendisini kınasın.”** ***(Müslim)***

Benden Mağfiret Dileyin | Kudsî hadis

**Ebu Berze el-Eslemi'den rivâyet edildiğine göre, Allah Rasulu (sallallahu aleyhi ve sellem) bir mecliste oturup da daha sonra kalkmak istediğinde şöyle derdi:**

سُبْحَانَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَ أَتُوبُ إِلَيْكَ

***“Subhâneke Allahumme ve bi hamdike, eşhedu en lâ ilâhe illâ ente, estağfiruke ve etûbu ileyke:***

*“Allah'ım! Seni tesbih eder ve sana hamd ederim. Şehadet ederim ki, senden başka ilah yoktur. Senden bağışlanma diler ve sana tevbe ederim.”*

**Sahâbiler** ***“Ey Allah'ın Rasulu! Sen, daha önce söylemediğin bir söz söyledin”*** **dediklerinde şöyle buyurdu:**

***“Bu söylediklerim, mecliste meydana gelen (boş söz ve iş)lerin keffâretidir.”***

**Ebu Davud, Edeb 32; Dârimi, İsti'zân 29; Ahmed b. Hanbel, IV, 420, 425; Hâkim el-Müstedrek, 1, 721**

**Ebu Hureyre'den rivayet edildiğine göre, Allah Rasulu (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:**

***“Allah'ı zikretmeden bir meclisten kalkan bir topluluk, eşek leşinin üzerinden kalkmış gibi olur. Ayrıca bu durum, kendileri için (kıyamet günü) bir üzüntü kaynağı olur.”***

**Ebu Davud, Edeb 31; Hâkim, el-Müstedrek, 1, 668; Beyhaki, Şuabu'l-imân, 1, 403**

Meclisin Keffâreti

**Abdurrahman b. Cebir (radıyallahu anh)’dan rivayet edildiğine göre Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:** *“Allah yolunda ayakları tozlanan kişiyi Allah (Subhanehu ve Teala) ateşe haram kılar.”* ***(Buhari, 907)***


*İmam Buhari’nin diğer rivayetinde “Allah yolunda (her iki) ayağı tozlanan kula ateş dokunmaz” şeklindedir.*


**İbn Hibban, Abdullah b. Mübarek ve Beyhaki, Ebu Musabbih el-Mukrai'den rivayet etmişlerdir: “Biz Rum toprağında başımızda Malik b. Abdullah el-Haşimi'nin olduğu bir grup ile dolaşırken Malik, Cabir b. Abdullah'a uğradı. Cabir kendisine ait katırı yularından çekip yürüyordu.**


**Malik ona** *“Ey Eba Abdullah bineğine bin! Allah sana bineceğin bir binek nasip etmiş”* **deyince Cabir:** *“Bineğim uygun ve ben kavmimden de müstağniyim. Ancak ben* ***Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’in*** *"Allah yolunda ayakları tozlanan kişiyi Allah ateşe haram kılar" buyurduğunu duydum ve onun için yürüyorum”* **dedi.**


**Malik onun bu cevabını çok beğendi ve onunla birlikte yürümeye başladı. Onun bu cevabını herkese işittirmek için de yüksek sesle “Ey Eba Abdullah bineğine bin! Allah sana bineceğin bir binek nasip etmiş” dedi. Cabir, Malik'in maksadını anladı ve yüksek sesle** *“Bineğim uygun ve ben kavmimden de müstağniyim. Ancak ben* ***Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’in*** *"Allah yolunda ayakları tozlanan kişiyi Allah ateşe haram kılar" buyurduğunu duydum ve onun için yürüyorum”* **dedi. İnsanlar bineklerinin üzerinden çabucak inmeye başladılar. O güne dek bu kadar insanın birlikte yürüdüğünü hiç görmemiştim.”** ***(Beyhaki, 9/162; Abdullah b. Mubarek, Cihad, 1/77,78; Mevaridu ez-Zaman, 382. Hadis sahihtir)***


*Cabir b. Abdullah (radıyallahu anhuma) ayaklarının Allah yolunda tozlanması için cihad esnasında bineğine binmeyip de yürümeyi tercih etmiştir. O böyle yapmakla büyük ecre nail olmayı murad etmiştir. Bu sebepten dolayı bazı alimler Allah yolunda ağza ve burna kaçan tozu defetmek için tükürmeyi veya sümkürmeyi kerih görmüşlerdir. Tıpkı bazı alimlerin oruçlunun zeval vaktinden sonra misvak kullanmasını kerih gördükleri gibi...*


**Abdullah b. Mübarek (rahimehullah) ölümünden sonra rüyada görülmüş ve** *"Sana nasıl muamelede bulunuldu"* **diye sorulmuş, o da** *"Bağışlandım"* **demiştir. Kendisine** *"İnsanlar arasında yaydığın ilmin ile mi bağışlandın?"* **diye sorulunca** *"Hayır! Hayır! Allah yolunda burnuma giren tozlardan dolayı bağışlandım"* **demiştir.”**


**Abdullah b. Mesud (radıyallahu anh)şöyle demiştir: “Bedir günü biz, bir deveye nöbetleşe üç kişi biniyorduk. Ebu Lübabe ve Ali b. Ebi Talib, Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)ile aynı deveyi paylaşıyorlardı. Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’in yürüme sırası geldiğinde her ikisi de "Ey Allah'ın Rasulu! Senin yerine biz yürüyelim" dediler. Ancak Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)bunu kabul etmedi ve şöyle buyurdu:** *''Ne ikiniz benden daha kuvvetlisiniz ne de ben, ecir hususunda ikinizden zenginim.”* ***(Hakim, Mustedrek, 2/91. Hadis hasendir)***


***Ahmed b. İbrahim b. Nehhas, Meşariu’l Eşvak ila Mesâriu’l Uşşak fi Fedaili’l Cihad***

Ayakların Tozlanması

**Muâz b. Cebel (radıyallahu anh) anlatıyor: “Bir yolculukta Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ile beraberdim. Seyahat esnasında bir gün O'nun yakınında bulundum.**


**Bunu fırsat bilerek; “Ey Allah'ın Rasûlü; bana, beni cennete sokacak ve cehennemden uzaklaştıracak bir amel söyle!” dedim.**


**Şöyle cevap verdi:**


**Benden büyük bir şey istedin. Ama bu, şüphesiz Allah'ın kolaylaştırdığı kimse için kolaydır: Allah'a ibâdet eder, O'na hiçbir şeyi ortak koşmazsın! Namazı kılar, zekâtı verir, Ramazan orucunu tutar, Kâbe'yi haccedersin!”**


**Sonra Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): “Şimdi sana hayır kapılarını göstereyim mi?” diye sordu.**


**“Buyur, ey Allah'ın Rasûlü!” deyince, şöyle devam etti: “Oruç kalkandır. Su ateşi söndürdüğü gibi, sadaka da hataları söndürür. Gece karanlığında namaz kılmak da, sâlihlerin şiârıdır.”**


**Sonra;** تَتَجَافٰى جُنُوبُهُمْ عَنِ الْمَضَاجِعِ يَدْعُونَ رَبَّهُمْ خَوْفاً وَطَمَعاًؗ **“Yanları yataklarından uzaklaşır. Rablerine korkarak ve umarak duâ ederler...”** ***(Secde Sûresi 16)*** **âyetini okudu.**


**Sonra da; “Sana işin başını, direğini ve zirvesini söyleyeyim mi?” diye sordu.**


**Ben de; “Buyur, ey Allah'ın Rasûlü!” dedim.**


**Şöyle devam etti: “İşin başı İslâm'dır. Direği namazdır, zirvesi de cihâddır.”**


**Sonra; “Sana, bütün bunların can damarını haber vereyim mi?” dedi.**


**Ben yine; “Buyur, ey Allah'ın Rasûlü!” dedim. Dilini göstererek;** *“Buna sahip ol!”* **dedi.**


**Ben; “Ey Allah'ın Rasûlü; konuştuklarımızdan dolayı da muâheze edilecek miyiz?” diye sordum.**


**“Anası ağlayasıca Muâz! İnsanları yüz üstü (veya burunları üzerinde, dedi) cehenneme sürükleyen, dillerinin hasâdından başka bir şey midir?” buyurdu.** ***( Tirmizî, İman, 8/2616)***


📌**Muâz (radıyallahu anh)'ın sözünü ettiği seyahat, Tebük seferidir. Bu sefer esnasında, sıcağın bastırdığı ve insanların etrafa dağıldığı bir sırada Muâz (radıyallahu anh) fırsatı değerlendirerek Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e yaklaştı ve aralarında yukarıda geçen konuşma cereyân etti.**


**“Oruç kalkandır” ifâdesi; cehenneme karşı koruyucudur veya günâh işlemeye mâni olucudur anlamındadır.**


**“İşin aslı İslâm'dır” cümlesi; dinin aslı İslâm'dır anlamındadır. Burada İslâm'dan gaye de Kelime-i Tevhid'dir. Bunun “baş” diye isimlendirilmesinde, canlıların başlarına benzetme söz konusudur; nasıl ki başsız vücut olmazsa, Tevhid'siz İslâm da olmaz demektir.**


**“Direği namazdır” ifâdesi; nasıl ki evleri ayakta tutan direk ise, İslâm inancını ayakta tutan da namazdır anlamındadır. Direksiz ev ayakta duramayacağı gibi, namazsız İslâm da yaşayamaz demektir. İnsan namazını devamlı kılarsa, dinini de kuvvetlendirmiş olur.**


**“Zirvesi cihâd'dır” cümlesi de; cihâdın zorluğunu ve onun diğer amellere olan üstünlüğünü göstermektedir. Cihâd sayesinde insan dinini yüceltir, kuvvetlendirir.**


**“İnsanların dilleri yüzünden cehenneme sürüklenmeleri” cümlesi; pek çok günâhı dilleriyle işlediklerini göstermektedir. Küfür, hakâret, iftirâ, yalan, gıybet, nemime vb. pek çok büyük günâh “dilin hasâdıdır”, bütün bu günâhlar dil ile işlenmektedir. Dili yüzünden başına gelebilecek belâlardan kurtulmak için de insan diline sahip olmalıdır. Çok sözün yalansız olmayacağı, çok yalanın da çok günah demek olduğu herkesin malûmudur.**


***Camiu'l Usul, İbnu'l Esir 15. Cilt***


Buna Sahip Ol!

**Ebu İshak dedi ki: “Abdul Kayslardan bir adama bir defasında şöyle dendi: ‘Bize nasihat et.’ Bunun üzerine O, şunu dedi: 'Sevfe'den kaçının.'** 


**Ebul Cild dedi ki: “Bazı kitaplarda (şu cümleyi) okudum: ‘Sevfe (ertelemek) kelimesi gerçekten iblisin ordusundaki askerlerden biridir.’**


*Sevfe; gelecek zamana işaret eder. “Şöyle şöyle yapacağım” diyerek amelleri ertelemek ve daha sonra yapacağım gibi anlamları verir.*


**Yusuf bin Esbat dedi ki: Muhammed bin Semurah Es-Saih, bana şu mektubu yazdı:" Ey kardeş! Ertelemenin seni kontrol etmesine ve kalbinde sıkı kök salmasına izin verme. Çünkü ertelemek zaman israfına ve bitkinliğe sebep olur. Ertelemeden dolayı, arzular kısaltılır ve kararlaştırılmış vakitler kavuşmazlar. Eğer bunun olmasına izin verirsen, seni istila etmesine, azmine engel olmasına müsade etme. Seni istila etmiş olan rehavetten bedenini kurtar. Fakat o, sana tekrar döndüğü zaman, ruhun bedeninden bir fayda görmeyecektir, acele et, çünkü sen acele ediliyorsun. Ciddi ol, çünkü mesele ciddidir. Uykundan uyan ve düşüncesizlikten kendini kurtar. Arkanda ne bıraktığını, neleri elde edemediğini, neyi ihmal ettiğini, hangi hataları yaptığını ve hangi ameller işlediğini hatırla. Şüphesiz tüm bunlar kaydedilmekte ve sen onlardan dolayı hesaba çekileceksin. Unutma ki ölüm ansızın gelir ve böylece sen, ya yaptığı Salih amellerle mutlu olan ya da yapmayıp da ihmal ettiklerinden dolayı pişmanlık duyan olursun.”**


**Hafsah bint Sirin şöyle dedi: “Ey gençler topluluğu! Salih ameller işleyin, çünkü gerçekten amel işlemenin zamanı gençlik çağı sırasındadır.”**


**Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: Boş vakit ve sağlık çoğu insanın değerini bilmedi iki nimettir''** ***(Sahihi Buhari)***


**Ve yine buyurdu ki: “Beş şeyi ganimet bil: yaşlanmadan önce gençliğinin; hastalanmadan önce sağlığının, fakir olmadan önce varlığının,** *meşgul olmadan önce boş vaktinin* **ve ölmeden önce hayatının.”** ***(Sahih, İbn Ebid Dunya, Kesrul Amel’de, Hakim, Mevsul’de)***


**Ata bin Muslim dedi ki: Sufyân es-Sevrî şöyle dediğinde Mescid-i Haramda onunla beraberdim: ’Ey Ata, gün yapılacak ameller ile meşgul iken, biz oturuyoruz.’ Dedi. Ben: ‘İnşallah ben iyi bir haldeyim, dedim.’** *O: ‘ Evet, ancak kişi zamanını değerlendirme de aceleci olmalı.’* **Sonra bana şunu dedi: ‘Ey Ata, gerçekten inanan kişi ölüm sekaratında olduğu zaman, Allahın cennette onun için ne hazırladığını gözleriyle görecek, yine de o, içinde bulunduğu korkudan dolayı asla yaratılmamış olmayı dileyecek.’**


**Ebû Bekir İbn Ebi'd-Dünyâ dedi ki: İlim ehlinden biri bana şöyle dedi:** *“Bazı insanlar bir defasında bir adamı kendileriyle beraber yemek yemeye davet ettiler, bunun üzerine adam: Ben oruçluyum dedi. Onlar: orucu boz ve yarın tut dediler. Adam: Yarını bana kim garanti edebilir, dedi?*


**Abdullah bin El-Mutaz dedi ki: “Sen elindeki mevcut fırsatlara tutun ve yarını bekleme. Zira kim, sana yarının olacağını garanti edebilir?”**


**Ebud Derda Selmana şöyle yazdı: “Ebud Derda’dan Selmana: Ey kardeşim, insanlardan hiçbirinin senden uzaklaştıramayacağı ıstıraplar (üzücü vakıalar) başına gelmeden önce, sağlığından ve boş vaktinden faydalan.”**


***İlim Amel Etmeyi Gerektirir, El-Hatibu'l-Bağdadi***


**Mensuru’l Hikem’de şöyle denmiştir:** *“Şehvete meyil boş kalmaktan ortaya çıkar.”*


**Bazı belağat ehli şöyle demişlerdir: “Bir kimse gününü hak olan bir şeyi yerine getirmekten, farzı eda etmekten, gücünü şerefli işleri îfâ etmekten, hayırlı iş yapmaktan, ilim tahsil etmekten uzak geçirirse, bu kişi gününü zâyi etmiş, kendi nefsine de zulmetmiş olur.**


**Şairin biri şöyle demiştir:** *Boş gezmek açtı başına meşgaleler Boş kalmaktan gelir tüm musibetler...*

Vakti Değerlendir | Nasihatler

***Damra b. Habib b. Suhayb'ın, Zeyd b. Sabit'ten rivâyet ettiğine göre: Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) kendisine her sabah ailesiyle beraber yapmasını emrettiği bir dua öğretti:***


**“Lebbeyke Allahumme Lebbeyk! Lebbeyke ve Sa'deyke! Hayır senin elindedir. Senden, seninle ve sanadır!** *Allah'ım! Ne söz söylersem ne yemin edersem, ne adak adarsam senin meşietin (dilemen) ondan öncedir.* **Dilediğin olur. Dilemediğin asla gerçekleşmez.** *Senden başkasında ne kuvvet ne de çâre vardır.* **Muhakkak ki sen her şeye kâdir'sin.**


**Allah'ım okuduğum ne salavat varsa, senin salavat ettiklerine olsun, Okuduğum ne lânet varsa, senin lânet ettiklerinin üzerine olsun! Dünya ve
âhirette sâhibim sensin. Canımı Müslüman olarak al, beni Sâlihler zümresine ilhak eyle!**


**Allah'ım! Senden kazadan sonra rızâ göstermeyi, ölümden sonra huzurlu bir hayatı, yüzüne bakmanın lezzetini, Herhangi bir zarar olmaksızın, dalâletle sürükleyen bir fitne bulunmaksızın seninle buluşmaya özlem duymayı niyâz ediyorum.**


**Allah'ım! Ey gökleri ve yeri yaratan! Gaybı ve şehâdeti bilen! Celâl ve ikrâm sâhibi! Şu dünya hayatında sana ahit veriyorum, seni şâhit tutuyorum** *(sen şâhit olarak yetersin)* **Senden başka ilâh yoktur, teksin ortağın yoktur. Mülk senindir, hamd senindir. Sen her şeye kâdirsin! Muhammed'in de kulun ve Rasûlün olduğuna şâhitlik ederim!**


**Şâhitlik ediyorum ki; Vaad'in haktır. Seninle buluşmak haktır. Kıyâmet de gelecektir onda asla şüphe yoktur. Muhakkak ki sen kabirlerde olanları dirilteceksin.**


**Şâhitlik ederim ki: Beni nefsime havale edersen zâyi olmaya, açık vermeye, günâha ve hataya havâle etmiş olursun. Ben sadece senin rahmetine güveniyorum! Günâhlarımın hepsini bağışla. Şüphe yok ki günâhları ancak sen bağışlarsın. Tevbemi kabul et. Muhakkak ki sen tevbeleri kabul eden ve râhim olansın.**


***(Müsned c.5 s.191)***


Allah'ım! Dilediğin Olur | Duâ

**Muhammed b. Kâ'b el-Kurazî dedi ki: Ebû Hureyre (radıyallâhu anh)'dan rivâyet edildiğine göre, dedi ki: Rasûlullah (sallallâhu aleyhi ve sellem)
bize anlattı, buyurdu ki: "Allah'u Teâlâ İsrâfil'e ölüm üfürüğü için emreder. Hepsi bir anda hareketsiz kalırlar.**


**Ölüm meleği gelir şöyle der: Rabbim! Göklerin ve yerin ehli öldüler, dilediklerin müstesna...**


**Allah'u Teâlâ der ki: Kim kaldı?** *(Kendisi de en iyi bilendir)*


**Der ki: “Hayy ve ölümsüz olan sen varsın ya Rabbi, bir de arşını taşıyan melekler, Cibril ve Mikâil. Ben de varım.**


**Allah'u Teâlâ der ki: Cibril, Mikâil de ölsünler, arşı taşıyanlar da ölsünler...**


**Allah'u Teâlâ der ki: Kim kaldı?** *(Kendi de en iyi bilendir)*


**Hayy ve ölümsüz olan sen varsın. Bir de ben varım.**


**Buyurur ki: Ey ölüm meleği sen de yarattığım mahlukattan birisin. Bildiğin vazife için seni yarattım. Şimdi sen de öl. Daha da diriltilmez.**


**Artık bir ve Samed olan Allah'tan başka kalmayınca Allah'u Teâlâ buyurur ki: "Cennet ehli için ölüm yoktur. Cehennem ehli için ölüm yoktur.**


**Sonra Allah aynen kitapların dürülüp katlandığı gibi göğü ve yeri katlar. Sonra şöyle der: Cabbar olan benim. Bugün mülk kimindir?**


**Sonra tekrar üç defa buyurur: Bugün mülk kimindir?**


**Sonra kendi buyurur ki: Bir ve Kahhar olan Allah'ındır.** ***(İbn Cerir et-Taberî, Tefsir c.24 s.30)***


**Ebû Nadra, İbn Abbas'ın şöyle dediğini rivâyet eder: "Ölüm çığlığından hemen önce bir münadi nida eder. O nidayı canlılarda ölmüş olanlar da işitirler. Allah'u Teâlâ da dünya semasına nüzul ederek buyurur: “Bugün mülk kimindir? Bir ve Kahhâr olan Allah'ındır.”**


***(El-Lâlâkaî, Ehl-i Sünnet Ve'l-Cemaat'in İtikâdı)***


Bugün Mülk Kimindir?

**Said b. el-Museyyeb rivâyet eder: Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem), Hayber fethinden dönüşünde gece yola devam etti. Gecenin yarısından çoğu geçince biraz uyuyup dinlenmek icin konakladı. Bilâl'e:** *''Uyuma, bizi sabah namazına kaldır''* **buyurdu ve uyudu. Ashâb da uyudu. Bilâl bir süre bekledikten sonra sabaha karşı devesine dayandı, gözleri uykuya daldı, Güneş doğup yüzlerine vuruncaya kadar ne Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem), ne Bilâl, ne de Ashâb uyandı.**


**Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) birden heyecanla uyanınca, Bilâl:** *''Ya Rasûlullah, Seni uyutan (Allah) beni de uyuttu''* **dedi. Bunun üzerine Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) hareket emri verdi.**


**Savaşçılar develerini kaldırıp yola düştüler. Biraz gittikten sonra Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Bilâl'e emretti. Bilâl kâmet etti. Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) cemaate sabah namazını kıldırdı. Namazdan sonra da:** *''Namazı unutup kılamayan onu hatırlayınca kılsın. Çünkü Allah Teâlâ kitabında;*


##### وَاَقِمِ الصَّلٰوةَ لِذِكْر۪ي (١٤)


*''Beni hatırlamak için namaz kıl buyurur''* **dedi.** ***(Tâhâ Sûresi 14)***


***(Bu hadis, mürseldir. Müslim'de (Mesâcid,5/309) mevsûl olarak yer almıştır. Ayrca bkz. Şeybanî, 184)*** 


**Zeyd b. Eslem rivâyet eder: Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bir gece Mekke yolunda konakladı. Kendilerini namaza kaldırması için de Bilâl'i vazifelendirdi ve uyudu. Ashâb da uyudu. (Bir süre sonra) Bilâl de uyudu. Ancak güneş doğunca uyanabildiler.**


**Uyanıp telaşa düşünce Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) hemen bineklerine binmelerini, o vâdididen çıkmalarını emretti ve:** *''Bu vâdide Şeytan vardır''* **buyurdu. (Develerine ve atlarına) bindiler. Vâdiyi geçtikten sonra, Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) inmelerini ye abdest almalarını emretti. Bilâl'e de ezân okumasını veya kâmet getirmesini söyledi. Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) namazı kıldırdı, cemaate döndü korku ye heyecanlarını görünce onlara:** *''Ey insanlar! Şüphesiz ruhumuzu Allah aldı (Bizi Allah uyuttu). Dileseydi ruhumuzu bize başka bir zamanda iâde ederdi. Bizi daha erken uyandırırdı.* **Sizden kim uyuyakalır yâhut unutur da namaz kılamazsa uyanınca namazını vaktinde kıldığı gibi kılsın.'' dedikten sonra Ebû Bekr'e dönerek** *''Bilâl namaz kılıyordu şeytan geldi onu yatırdı ninni ile uyutulan çocuk gibi onu uyuttu''* **dedi.**


**Daha sonra Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Bilâl'i çağırdı. Bilâl Rasûlullah'ın (sallallahu aleyhi ve sellem) (daha önceden) Ebu Bekr'e haber verdiği şeylerin aynısını kendisine anlatınca Ebu Bekr ''Gerçekten senin Allah'ın Rasûlü olduğuna şehâdet ederim'' dedi.**


***(İmam Mâlik, Muvatta - Bütün Muvatta râvîlerinin ittifâkıyla hadis mürseldir)***


***Allah, ölüm anında canları alır. Ölmeyenin ise uykusunda. Ölmelerine hükmettiği kimselerinkini tutar, diğerlerini belli bir süreye kadar salıverir. Doğrusu bunda; düşünen bir kavim için âyetler vardır. (Zümer Sûresi 42)***


"Hadis" için Arama Sonuçları